Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

8 Ocak 2011 Cumartesi

Türkiye'de Kırsal Kesimdeki Eğitim Sorunu ( Bilimsel Araştırma )

1.GİRİŞ
1.1.Problem

            Eğitim; kişinin, yeteneklerini geliştirmesini ve yaşama etkin bir biçimde katılmasını sağlayacak bilgi ve becerilerle donatmayı amaçlayan etkinliklerin tümüdür. Eğitim insanların karşı karşıya bulunduğu sorunları da, kişinin kazandığı ahlaki, kültürel, entelektüel veya teknik bilgilerini kullanarak çözüme ulaşması için çaba sarf eder. Eğitim eğitimciler ile verilir. Eğitimcilerin (eğitimin kurumsal veya uygulamalı bir alanında uzmanlaşmış bir kişi), yoğunlukla bulundukları yerler, eğitim birimleridir.(okul, üniversite…)  Dünya üzerinde ki ülkeler kendilerine göre eğitim düzenini belirlerler. Türkiye’nin de kendine göre eğitim düzeni vardır. Ancak uygulanmak istenen eğitim kırsal kesimlere ne yazık ki istenildiği gibi ulaşamamıştır. Okulu veya öğretmeni olmayan, kız çocuklarının okula gönderilmediği yerler 2010 Türkiye’sinde mevcut durumdadır.

            Eğitimin istenilen şekilde ulaşabildiği ve uygulanabildiği yerler genellikle kent kesimidir. Bu nedenden dolayı kentlerin başarı oranları kırsal kesime göre daha fazladır. Çünkü her şey eğitimle başlar.

            Türkiye de kırsal kesimlerde ve özellikle eğitimin istenilen koşullarda ulaştırılamadığı, doğu da eğitim iyi düzeyde değildir. Bunu aşağıda ki tablodan görmek mümkündür.

Tablo 1.1: Türkiye de 2007 yılı örgün ve yaygın eğitime katılım
EĞİTİMİN TÜRÜ
Türkiye
Toplam    Erkek     Kadın
Kent
Toplam     Erkek     Kadın
Kır
Toplam     Erkek     Kadın
18+ Yaş



Örgün veya yaygın eğitime katılım oranı
17,20    21,07    13,49
19,29    22,90    15,77
12,82    17,12    8,84
Sadece yaygın eğitime katılım oranı
13,92    17,17    10,81
15,16    18,08    12,31
11,34    15,22    7,74
Sadece örgün eğitime katılım oranı
5,89       7,02      4,81
7,34       8,52       6,19
2,86       3,80      1,99
Hem örgün hem yaygın eğitime
2,61       3,12      2,13
3,20       3,69       2,73
1,38       1,89      0,90
25+ Yaş



Örgün veya yaygın eğitime katılım oranı
12,51    15,83    9,29
13,82    16,90    10,80
9,84     13,60     6,30
Sadece yaygın eğitime katılım oranı
11,35    14,37    8,43
12,30    15,01     9,64
9,42     13,04     6,02
Sadece örgün eğitime katılım oranı
 2,05      2,57     1,54
 2,60      3,14      2,06
0,93      1,38      0,51
Hem örgün hem yaygın eğitime
 0,89      1,11      0,67
 1,07      1,25      0,90
0,51      0,82      0,22

            Yukarıda da görüldüğü gibi Türkiye de eğitimin istenilen düzeyde ulaşamadığı yerlerde eğitime katılım oranı düşüktür. Bu da Türkiye de kırsal kesimlerde eğitim sorununun olduğunun kanıtıdır. Eğitim sorununa kanıt olabilecek diğer bulguları EK1 den inceleyebilirsiniz

            Türkiye de kırsal kesimde ki eğitim sorununun nedenleri olarak; kırsal kesimde eğitime gereken önem verilmemesi, okul yokluğu veya azlığı, öğretmen açığı, işsizlik, ebeveynlerin eğitimsizliği, terör, töre, elektrik, ulaşım, yozlaşma, geçim sıkıntısı, okullara olan ilgisizlik, bilinçsizlik sayılabilir.

            Bu çalışmada yukarıda sayılan olası nedenlerden, Türkiye de kırsal kesimde okul sorunu, öğretmen sorunu ve ebeveynlerin eğitimsizliği incelenecektir.

Okul yetersizliği, kırsal kesimde yaşanan en büyük sorunlardan biridir. Eğitimin gerçekleşebilmesi için öncelikle bir okulun olması gerekir. Ne yazık ki kırsal kesime gereken önem verilmediği için okul sayıları çok azdır. Köylerde okul çağına gelmiş çocukların bir kısmı köylerinde okul olmadığı için başka köylere gitmek zorunda kalıyorlar, bir kısmı da okulun yerleşim yerinden uzak olmasından dolayı okula gitmiyor veya gönderilmiyor. Durum böyle olunca okullar kapasitesinden fazla öğrenci almak zorunda kalıyor. Buda eğitimin sağlıklı verilmemesi anlamına gelir. Sınıfın kapasitesi 30 iken o sınıfa 50 öğrenci alındığında eğitim sağlıklı bir biçimde verilemez. Buna örnek olarak EK2 de ki resimleri inceleyebilirsiniz.

Ülkemizde öğretmenlerin çoğu kentsel yerleşim yerlerinde öğretmenlik yapmak istiyor. Durum böyle olunca kırsal kesimde öğretmen sorunu ortaya çıkıyor. Günümüz şartlarında, köylerde öğretmenlik mesleğini yapmanın sıkıntıları ve olumsuzlukları aynı anda yaşanabilir. Sıkıntılarını inceleyecek olursak, temel sorunlarından biri coğrafi koşullarının güçlüğü olabilir. Özellikle şehirden gelen öğretmenler; taşra kentinin aşırı soğuk ya da aşırı sıcak havalarına, dağlık, tepelik yollarına, köyün yerleşim mekanına alışmakta oldukça zorlanabilirler. Şehir merkezlerine gerçekleştirilen ulaşım zorluğu, hatta zaman zaman ağır kış şartlarının imkansızlığı, öğretmenin şehirle bağlantısını kopararak sosyal ve kişisel ihtiyaçlarını karşılamada sıkıntı yaşamasına teşkil eder. Bunların yanı sıra, öğretmenin köyde ikamet etmesi  durumunda lojman sorunu yaşaması da mümkün. Diğer sorunlar ise kültürel faklılık, eğitim şartlarının iyi olmaması, terör, ihtiyaçlarını karşılayabilecek olanakların (hastane, alışveriş merkezleri, banka vb.) olmaması veya az olması gibi nedenlerdir. Öğretmenler bu nedenlerden dolayı kırsal kesime gelmek istemiyor. Gelenler ise okul ve eğitim şartları yetersiz olduğu için sağlıklı eğitim veremiyorlar.

            Ebeveynlerin eğitimsiz olması, kendilerinden çok çocuklarını kötü yönde etkilemektedir. Bu durum en çok kırsal kesimde görülmektedir. Kırsal kesimde genellikle anne ve babalar eğitimin ne olduğunu bilmedikleri için çocuklarını da bundan mahrum etmektedir. Bu en çok kız çocuklarında görülmektedir. Bazı nedenlerden dolayı kız çocukları okula gönderilmiyor. Bu da ebeveynlerin bilinçsizliğinin çocukları üzerinde yaptığı olumsuz bir etkidir.

            Gerek okula ve öğretmene, gerekse ebeveynlerin eğitimsizliğinin sonuçlarına gereken  önemin gösterilmemesi ve maliyetli olması, kırsal kesimde eğitim seviyesinin(başarının) artmasına engel teşkil etmektedir.

1.2. Amaç

            Bu çalışma ile amaçlanan Türkiye’nin kırsal kesimde ki eğitim sorununun nedenlerini inceleyerek bazı sonuçlara ulaşmak ve çözüm önerileri sunmaktır. Bu kapsamda aşağıda ki sorulara cevaplar aranacaktır.

1.Öğretmenlerin kırsal bölgelerde görev yapmak istememelerinin nedenleri?

2. Nüfusa göre kırsal bölgelerde ki öğretmen sayısının kentte ki öğretmen sayısına göre oranı nedir?

            3. kırsal kesimde öğretmenlerin çalıştığı yerde ikamet etmemesi eğitimi nasıl etkilemektedir?

            4.Kırsal kesimde öğrenciler neden başarılı olamıyor?

            5.Kız çocukları okula neden gönderilmiyor?

            6.Kırsal kesimde ebeveynlerin eğitime bakışı nasıl?

            7.Okul çağına gelen çocukların bir kısmı neden okumak istemiyor?

            8.Kırsal kesimde verilen eğitim neden verimsiz?
           
            9.Kırsal kesime atanacak öğretmenlerin niteliği ne?

            10.Kırsal kesimi öğretmenlere nasıl teşvik edebiliriz?

1.3.Önem

            Bu çalışma ile Türkiye’de ki kırsal kesimde eğitim düzeyinin artması, önünde engel teşkil eden nedenlerini ortadan kaldırmaya yönelik çeşitli öneriler geliştirilerek küçük bir katkı sağlanması umulmaktadır.

























2.YÖNTEM
2.1.Araştırma Modeli

            Bu araştırma genel tarama modelindedir. Kırsal kesimde eğitim sorunu, ülkemizde nasıl bir durumda olduğunu ve nasıl düzeltileceği, hangi konuma gelmesi gerektiğini açıklanmaya çalışılmıştır.

2.2.Evren ve Örneklem

            Araştırmanın evreni tüm kırsal kesimlerdir. Çalışma evreni olarak Adananın köyleri ele alınmıştır.
            Çalışma evreninden örneklem olarak 5 tane köy seçilmiştir.

2.3.Verilerin Toplanması

            Bu çalışmada veriler belge tarama ve gözlem yöntemleri kullanılarak toplanmıştır.

2.4.Verilerin İşlenmesi ve Çözümlenmesi

            Bulunan bilgiler ve veriler Excel ve word sayfalarında düzenlenmiştir.





















3.BULGULAR VE YORUM
3.1.Öğretmenlerin kırsal bölgelerde görev yapmak istememelerinin nedenleri?

            Öğretmenlerin kırsal kesime gelmek istememelerinin birçok nedeni vardır.
Köyün öğretmenlere itici gelmesi: Gerek sosyal etkinliklerin olmayışı, gerekse köy yaşayışını görmeyenler için köyün son derece itici gelmesi, köyde sağlık kuruluşlarının olmaması, yiyecek temin edecekleri bir yerin olmayışı, barınak problemi, ulaşım zorluğu, köyde okumuş kimsenin olmayışı: Bu sorun yüzünden öğretmenin arkadaşlık kuracağı kimse olmadığından, öğretmenin kendisini geliştirememesi yüzünden mesleki erozyona uğraması, maddi sıkıntılar, müfettişlerin, köy çocuklarının öğrenim düzeylerini ve çevre koşullarını bilmeden gereksiz açıklamalarda bulunmaları, öğretmenleri güç durumda bırakmaları, köylülerin, çocuklarının eğitimiyle ilgilenmemesi, öğrencilerin dil problemleri yüzünden öğretmenin anlattıklarını
anlamakta güçlük çekmeleri, velilerin veli toplantılarına katılmamaları, okulun ihtiyaçları söz konusu olduğunda veli ilgisizliği, öğretmenlerin her şeyi bildiği anlayışı , yüzünden öğretmenlere her türlü sorunu getirip, ondan bu sorunları çözmelerini istemeleri (hastalanan çocuklarına ilaç istemeleri gibi) gibi sorunlarla öğretmenler karşı karşıya kalmaktadır.  Öğretmenler bu nedenlerden dolayı kırsal kesime gelmek istemiyorlar.

3.2.Nüfusa göre kırsal bölgelerde ki öğretmen sayısının kentte ki öğretmen sayısına göre oranı nedir?

            Ülkemizde öğretmen sayılarını incelediğimizde, genellikle öğretmenlerin kentsel bölgelerde daha fazla olduğunu görmekteyiz. İstanbul, Ankara, İzmir, gibi büyük şehirleri nüfus kapsamı dışında bıraktığımızda ülkemizin hemen hemen yarısı kırsal kesimde yarısı da kentsel kesimde ikamet etmektedir. Özellikle ülkemizin doğu bölgelerinde nüfusun bazı illerde kırsal kesimde daha fazla olduğunu görebilmekteyiz. Bunu EK3 de görebiliriz. Durum böyle iken ülkemizde kırsal kesimde öğretmen sayıları kentsel kesime göre çok daha az odluğunu aşağıda ki tablodan görebiliriz. Bu da kırsal bölgelerde ki eğitimi oldukça olumsuz yönde etkilemektedir. Köylerde ki eğitim sorunlarından en çok şikayet edilenlerden biri de budur zaten, öğretmen eksiği. Çoğu okullarda bir tek öğretmen veya birkaç öğretmen bulunmaktadır. Öğretmen tüm sorumlulukları tek başına yapmaya çalışmaktadır. Bu da eğitimin ilerlememesine yol açmaktadır.

Tablo 3.1 :Eğitim kademeleri ve yerleşim yerine göre öğretmen sayısı
EĞİTİM KADEMELERİ ve YERLEŞİM YERİNE GÖRE ÖĞRETMEN SAYISI
(1998 - 1999 Öğretim Yılı )
EĞİTİM KADEMESİ
ÖĞRETMEN SAYISI
Toplam
Şehir
Köy
Okul öncesi
11.825
10.579
1.246
İlköğretim
316.991
217.116
99.875
Ortaöğretim
139.664
133.078
6.586
Genel lise
70.936
66.051
4.885
Mesleki ve teknik lise
68.728
67.027
1.701
TOPLAM
468.480
360.773
107.707



3.3.Kırsal kesimde öğretmenlerin çalıştığı yerde ikamet etmemesi eğitimi nasıl etkilemektedir?

            Kırsal kesimde görev yapan öğretmenlerin bir kısmı öğretmenlik yaptığı köylerde ikamet etmektedir, bir kısmı da ilçelerde veya şehir merkezlerinde ikamet etmektedir. Köylerde öğretmenin öğretimin yapıldığı yerde ikamet etmesi çok önemlidir. Eğitimde sadece öğrenciye iş düşmez. Eğitimin sağlıklı bir biçimde gerçekleşebilmesi için hem öğrenciye hem öğretmene hem de ebeveynlerin desteğine ihtiyaç vardır. Öğretmenin köyde ikamet etmesi, öğrencilerle iç içe yaşaması onlara yardımcı olması eğitim için çok önemlidir. Özellikle iletişim açısından öğretmenlerin sadece öğrencilerle değil öğrencilerin aileleriyle de bir diyalog halinde olması çok önemlidir. Böylece öğretmen, hem öğrenciyi hem ailelerini tanımış olur hem de köy halkının öğretmene olan güveni ve ilgisi artar. Bu da eğitim için önemli bir gelişmedir. Eğitimin biraz daha sağlıklı verilmesine yol açar. Öte yandan öğretmenin eğitimin verildiği yerde ikamet etmemesi eğitimi olumsuz etkileyebilir. Öğretmenin okula sabah gelip akşam olunca da geri evine gitmesi, hem kendinin zarar görmesine hem de öğrencilerin zarar görmesine yol açabilir.

3.4.Kırsal kesimde öğrenciler neden başarılı olamıyor?

Çocukların başarılı olamamasının en büyük nedenlerinden biri de aileleri tarafından; çalıştırılması (hem okuyup hem çalıştırılması), okula istemeyerek göndermeleri, maddi sıkıntılardan dolayı evde yaşanan huzursuzluklar, evlerin kalabalık olması(ders çalışma ortamının olmaması), şiddet, ailenin okula aldırış etmemesinden dolayı öğrencide meydana gelen rahatlık(derslere ilgi göstermeme), geçim sıkıntısı derdi, gibi nedenler öğrencinin başarısını inanılmaz bir biçimde etkiler. Kırsal kesimde en çok şu durum meydana gelmektedir. Okul dönemlerinde, aileler çocuklarını okul saatleri dışında tarlada çalıştırıyorlar. Eve geldiklerinde yorgun oluyorlar, böylece ders çalışamıyorlar. Okul tatile girdiğinde ise aynı durum daha ağır bir şekilde gerçekleşiyor. Çocuklar sürekli çalıştırılıyor. Buna örnek olarak EK4 teki resimleri inceleyebilirsiniz.

            Ailenin yanı sıra öğrencinin başarısında, eğitim imkanlarının iyi olmaması ( öğretmenlerin az olması veya olan öğretmenlerin iyi eğitim verememesi, okulların az olması, okulun eğitime elverişsiz olması, elektrik sorunu vb.), öğrencinin okuma isteği olmaması(okumaya yönelik teşvik edilmemesi) ,  öğretmenin eğitim şartlarının iyi olmamasından dolayı dersi verimli bir şekilde işleyememesi, öğrencinin dersi anlamakta güçlük çekmesi, öğrencinin dili iyi kullanamaması, başarılı model örnek olmaması, gibi nedenlerden dolayı öğrenciler başarılı olamıyor.

3.5.Kız çocukları okula neden gönderilmiyor?

            Türkiye de ilköğretim çağında olup da okula gitmeyen yaklaşık 1 milyon çocuk vardır. Bu rakamın büyük bir kısmını kırsal kesim oluşturmaktadır. Ve özellikle kız çocukları okula gönderilmiyor. 600 binden fazla kız çocuğu okula gitmiyor. Kız çocuklarının okula gönderilmemesinin veya gitmek istememelerinin birçok nedeni var.       
           
Bazı bölgelerde ekonomik sorunların, bazı bölgelerde de törelerin kız çocuklarının okula gönderilmemesine neden olduğu belirlendi. Bu bölgeler büyük bir kısmını kırsal kesim oluşturmaktadır.
Akraba evliliklerinin yaygın olduğu yerlerde kız çocuklarının okula gönderilmesi kararında anne-babanın yanı sıra "amca"nın da etkisi büyük. "Kız çocuklarının okula gitmesi halinde kendi çevresinden biriyle evlenmek istememesi durumunda namus cinayetine kurban gitme olasılığı" özellikle anneleri korkutuyor. Öte yandan bazı aileler de şu şekilde düşünüyor. Genellikle eğitim-öğretim için ilk 3 yılın kız çocuklarına yeterli olacağı görüşünü taşıdıkları ifade edilen raporda, "Onlara göre bir kız çocuğunun 3 yıl okula gitmesi, okuma yazma öğrenmesi ve Türkçe konuşup anlaması yeterli bir sosyal sermaye oluşturması bakımından önemlidir" denildi. Bunların yanı sıra, Milli bilincin oluşmadığı bu bölgeler kız çocuklarının eğitimde zorunlu kıyafetlerin yerel kıyafetlerle çakışması, erkek çocuğuyla kız çocuğunun beraber eğitim gördüğü karma sınıf sistemi, aileler böyle sınıflar da eğitim gören kız çocuklarının aklının çelinip, namusunun kalmayacağını düşünmesi, böyle cahil bir anlayışla kız çocuğu okusa ne olacak görüşü, kızların okumasına gerek olmadığı evlenme çağına geldiğinde hemen evlendirilmesinden dolayı, okumak yerine çalışıp eve para getirmesinden dolayı, dini sebepler, çevre baskısı, gelenek ve görenekler, başörtüsü problemi, çevrede başarılı modellerin olmaması, kızların aile içerisinde ki görev dağılımı, okullarda fiziki imkanların yetersizliği, ulaşım sorunları, maddiyat, okullara bakış açısı, medyada çıkan olumsuz haberler, Kültürel yapı içinde (kız çocuklarının okumaması gerektiği anlayışı), Öğrencilerin gerçek yaşı ile nüfus kayıtlarındaki yaşının birbirini tutmaması nedeniyle fiziksel olarak büyük öğrencilerin aileleri tarafından okula gönderilmemesi, Ailede nüfus fazlalığından dolayı çocuklara gerekli ilginin, değerin verilmemiş olması ve özellikle kız çocukların geleceği ile ilgili kaygı duyulmaması, Taşımalı merkezlere kız öğrencilerin servisle gönderilmek istenmemesi, Nikahsız yaşayan ailelerin sayısının fazla olması, bu ailelerin doğan çocuklarını nüfusa kaydettirmemeleri, Okul ulaşımının velilere getirdiği ekonomik yükün fazla olmasından dolayı kız çocukları okula gönderilmiyor.

3.6.Kırsal kesimde ebeveynlerin eğitime bakışı nasıl?

            Kırsal bölgelerde okul ve öğretmen sorunlarından sonra en çok şikayet edilen konu ebeveynlerin eğitimsizliği ve bilinçsizliğidir. Ebeveynler eğitimsiz oldukları için veya diğer sebeplerden dolayı doğru karar alamıyorlar. Diğer sebepler; kültürel yapı, töre, gelenek ve görenekler vb. nedenlerdir. Bu nedenlerden dolayı kırsal kesimde ebeveynlerin eğitime olan bakışı pek sıcak değildir. Genellikle eğitimin gereksiz olduğunu eğitim yerine çalışılması gerektiğini savunuyorlar. Çünkü onlara göre çocuklarının okuması, aileye maddi yönden zarar verecektir. Töre, terör, ulaşım derdi, öğretmenlere bakış açıları, gibi nedenlerde etkilidir. Ebeveynler özellikle kız çocuklarının okutulmasına karşıdırlar. Onlara göre kız çocukları belli bir yaşa geldikten sonra evlenmelidir. Ebeveynler kendileri okumadığı için çocuklarının da okumamasını istiyor.

3.7.Okul çağına gelen çocukların bir kısmı neden okumak istemiyor?

            Okul çağına gelmiş çocukların bir kısmı okumak istemiyor. Bunun bir çok nedeni vardır. Çocuklar köy ortamında doğdukları için akılları ermeye başladığında ilk gördükleri şey, sürekli çalışmak eve para getirmek. Durum böyle olunca çocuklar okul çağına geldiklerinde okumanın gereksiz bir şey olduğunu zannediyor. Veya aile tarafından kurulan baskı sonucu çocuklar okumaya ilgi duymuyor. Çocuk aile tarafında okumaya teşvik edilmeyince de içinde okuma isteği olmuyor. Okuma çağına gelip de okumak istemeyen öğrencilerin büyük bir çoğunluğu ailelerinin bu davranışı yüzünden okumak istemiyor. Çoğu köylerde okul olmadığından dolayı öğrenciler başka köylerde ki okullara gitmek zorunda kalıyor. Bu da kışları soğuk hava şartlarından dolayı inanılmaz güçlüklerle gerçekleştiriliyor yada bazı zamanlarda gerçekleştirilemiyor. Hem maddi hem manevi açıdan zor bir durum bu. Bu nedenden dolayı ulaşımın zor olduğu yerlerde öğrenci bu kadar olumsuzluklar içerisinde okuma isteği olmuyor. Hem zor ulaşımın zor olması düşüncesi hem de maddi yönden ailelerine yük olmanın endişesi oluyor çocuklarda.

3.8.Kırsal kesimde verilen eğitim neden verimsiz?

            Kent hayatındaki eğitime sağlanan imkanların kırsal kesimde yoksun bırakılması verimsizliği tetiklemektedir. Bu bölgelerdeki okulların yetersiz olması, atanacak öğretmenlerin bu imkanlar içinde eğitim verememeleri, birleşik sınıf sistemini var olmasıyla birlikte eğitimi destekleyici araç ve gereçlerin kısıtlı olması hem öğretmenin hem de öğrencini verimini düşürmektedir. Örneğin; kent kesimindeki okullarda dokunmatik tahta sistemine geçilirken kırsal kesimdeki okullarda kara tahta ve tebeşir dahi kısıtlıdır.Kentsel kesimde 10-15 kişilik özel sınıflar dahi mevcutken kırsal kesimde birleşik sınıf sistemi uygulanmaktadır. Bunlar da bu bölgelerdeki eğitimde ki verimsizliği arttırmaktadır. Eğitim verilecek gerekli ortamların mevcut olmaması verimsizlik nedenlerindendir.Fiziki,kültürel,sosyal ve teknolojik çağa girdiğimiz şu dönemde sanal ortamdan yoksun bu bölgedeki öğrencilerin etkili verim alması olanaksızdır.Deney yapacak bir laboratuarın olmaması,gezip görecekleri tanık olabilecekleri müzelerin olmaması, gidebilecekleri tiyatro,sinema yerlerinden yoksun olmaları,en önemlisi bir kütüphaneye sahip olmamaları ama hepsini de kapsayacak asıl gerekli olan bir okulun var olmaması bu bölgenin eğitim seviyesini ve verimini düşürmektedir.  Kısıtlı imkanlar içindeki bu bölgelerde eğitimi verecek öğretmenin deneyimsiz bir öğretmen olması da verimsizliğe neden olmaktadır.

3.9.Kırsal kesime atanacak öğretmenlerin niteliği?

            Bu bölgelere atanacak öğretmenlerin öncelikle deneyimli olması gerekmektedir. Yeni atanacak öğretmenlerin ilk yılları en çok yardıma ihtiyaçları olan dönemdir. Bu yıllarda atılacak temel adımlar onun ilk yıllarındaki acemiliğini atlatmasında tecrübeyle olacaktır. Tecrübesiz bu öğretmenlerin kırsal kesimdeki okullara gönderilmesi sorun yaratacağı gibi oradaki zor koşullardan dolayı sürekli oradan kaçış yöntemleri arayacaklardır. Böylece öğretmen ile öğrenci arasında zaman dayalı karşılıklı güven sağlanamayacaktır. Bu nedenle kırsal kesime atanacak öğretmenlerin deneyim sahibi olması gerekmektedir. Ayrıca psikolojik yönden de bu bölgede görev yapmaya hazırlandırılmış olmalıdır. Kırsal bölgede görev yapacak öğretmenin hizmet içinde de eğitilmiş olması gerekmektedir. İşte kırsal kesimin başarılı olmamasının diğer bir nedeni de bu. Kırsal kesime genelde deneyimsiz öğretmenler gönderiliyor. Kırsal kesime gönderilecek öğretmenler gerçekten mesleğini seven ve mesleğinin gerektirdiği kriterlere uymasını bilen kişiler olmalıdır. Kırsal kesime gönderilecek öğretmenler deneyimli olmalıdır. Çünkü köyde yaşayan çocuklar köy kültüründe yaşadıkları için ( dillerinin bozuk olması, kültürel farklılık, iyi anlayamama vb.) dersleri anlamakta güçlük çekebilirler. Bu yüzden öğretmenler deneyimli olması gerekir. Deneyimliden kasıt illa yaşlı olması değil. Aksine yaşlı öğretmenlerin sağlık sorunları daha fazla olabileceği için (işitme, konuşmada aksaklık vb.) orta yaşlı öğretmenlerin atanması daha iyi olacaktır.

3.10.Kırsal kesimi öğretmenlere nasıl teşvik edebiliriz?

            Öncelikle kırsal kesimde görev yapan veya yapacak olan öğretmenlere dolgun ücretler verilmelidir. Denetimlerde bu öğretmenlere daha ılımlı ve daha esnek davranılmalıdır. Zaman zaman köy öğretmenleri ile merkezi okullarda görev yapan öğretmenleri kaynaştırıcı etkinlikler düzenlenmelidir. Gerekli fiziki ortam sağlanmalı( laboratuar, atölye, kütüphane, müze vb.). Sağlıklı eğitim verebileceği bir sınıf ve destekleyici araç-gereçler sağlanmalıdır. Özel günlerde pirim uygulaması yapılması, öğretmenlere barınacakları iyi bir yer yapılması. Ulaşım ücretlerinin karşılanması, sosyal faaliyetler için kırsal kesimde ki öğretmenlere ödenek ayrılması. Bunlar yapıldığı taktirde kırsal kesimde ki eğitim, öğretmenler açısından daha verimli geçecektir.










4.SONUÇ

            Gelişmiş, kalkınmış, çağdaş bir toplum olabilmenin ilk ve temel şartı tabi ki eğitimdir. Eğitim insanlık için şarttır ve en iyi şekilde gerçekleştirilmesi gerekir. Ne yazık ki günümüz Türk eğitim sisteminde ciddi aksaklıklar vardır. Bu aksaklıkların en çok yaşandığı yerlerde ülkenin kırsal kesimlerdir. Eğitime sadece şehirlerde ilgi göstermek yetmez. Ülkenin her alanına inilmesi gerekir. Bu durum Türkiye de ne yazık ki böyle değil. Özellikle doğuda ki köylerimize gereken önem gösterilmiyor.

            Kırsal kesimlerimizde ciddi anlamda; öğretmen sıkıntıları, okul yetersizlikleri, bazı öğretmenlerin ilgisizliği, ebeveynlerin eğitimsizliğinin sonucunda çocukları üzerinde ki olumsuz etkileri, ulaşım sorunları, maddi sıkıntıdan dolayı eğitim görememe, terör, töre, elektrik sorunu ve okullara olan ilgisizlik gibi sorunlar yaşanmaktadır.
           
Günümüz Türk eğitim sisteminde ki bu aksaklıklar, toplumun değer yargılarıyla ve bilimsel veriler ışığında, sistemin düzeltilmesi veya yeni baştan ele alınması gerektiğini işaret etmektedir.

            Toplumun ve bireyin ihtiyaçlarını karşılayabilecek ve bunları genellik ve eşitlik ilkelerine uygun olarak düzenlenmesi ile eğitimimizi en üst düzeye çıkarabilecek yeni bir yapılanmaya acil ihtiyaç olduğu görülmektedir.

Tüm bu tespitler ışığında kırsal kesimlerde ki eğitim sorunları için şu öneriler değerlendirilmelidir.


·         Kırsal bölgelerde ki eğitime daha geniş imkan ve kaynak sağlanmalıdır.

·         Kırsal bölgede görev yapan öğretmenlere daha dolgun ücretlerin verilmesi

·         Birleştirilmiş sınıf uygulamasının kaldırılması.

·         Kırsal bölgelerde okul öncesi eğitim yaygın hale getirilmesidir.

·         Taşımalı ve yatılı ilköğretim sistemi için alt yapı hazırlanmalı ve hızla yaygınlaştırılmalıdır.

·         Görev zorlukları dikkate alınarak, denetimlerde köy öğretmenlerine daha ılımlı ve esnek davranılmalıdır.

·         Zaman zaman köy öğretmenleri ile merkezi okullarda görev yapan öğretmenleri kaynaştırıcı etkinlikler düzenlenmelidir.

·         Okul-aile birliklerinin ve üyelerinin sorumlulukları genişletilmelidir.

·         Kırsal bölgelerde ki okullara deneyimli öğretmenlerin gitmesini özendirici faaliyetlerin yapılması

·         Alanında yetişmemiş öğretmenlerin doğrudan ilkokul öğretmenliğine, özellikle köy okullarına atanmaları yasal düzenlemelerle engellenmelidir.

·         Öğretmenin hizmet içinde eğitilmesi özellikle kırsal bölgelerde daha yaygın hale getirilmelidir.

·         Kırsal bölgelerde görev yapan öğretmenlerin, öğretmen evleri ve dinlenme tesislerinden öncelikli olarak yararlanmaları sağlanmalıdır.

·         Kırsal bölgede ki okulların gezi gezi-gözlem-inceleme yapma imkanları geliştirilmelidir.

·         Eğitim programları her bölgenin kendi şartlarına uygun olarak, ayrı ayrı düzenlenip uygulanması sağlanmalıdır.

·         Eğitim fakültelerinin sınıf öğretmenliği bölümlerinde özellikle uygulama ısrarla devam ettirilecekse  birleştirilmiş sınıflı okullarda staj çalışmaları yapılmalıdır.
·         Doğrudan aile eğitimine yönelik bir çalışma yapılması

·         Ailelere güven sağlanması

·         Başarılı öğrencilere ücretsiz eğitim ve hediyelerin verilmesiyle öğrencileri teşvik etme

·         Çocuklarını okutan ailelere iş imkanı sağlanması

·         Temel eğitimin ücretsiz olduğunu tanıtmak ve halkı bilgilendirmek.

·         Köylerde  “ en çok kız çocuğunu okula gönderen mahalle-köy” yarışmalarının yapılması

·         Sosyoekonomik yoksulluklar içinde ki mahallelerde sosyal aktiviteler düzenlenmesi

·         Köy öğretmenlerinin okula gitmeyen çocukları tespit etmesi

·         İmamların hutbelerde eğitime yönelik vaaz vermeleri











EKLER

Ek                                                                                                                                         Sayfa

1. Ordu da 303 çocuk okula gönderilmiyor-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------13
2. Ülkemizin doğu bölgelerinde 250 bin kız çocuğu okumuyor--------------------------------------------------------------------------------13
3. Sınıfların kalabalık olması---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------14
4. İllere göre şehir ve köy nüfusu---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------15  










EK 1

Ordu da 303 çocuk okula gönderilmiyor

Ordu'da Milli Eğitim Müdürlüğü'nün ilköğretim okuluna hiç kaydolmamış veya okulu terk etmiş 10-14 yaşları arasındaki 303 çocuk üzerinde yaptığı araştırmada ilginç sonuçlar ortaya çıktı.

'Haydi Kızlar Okula' kampanyası kapsamında psikolog öğretmenlerden oluşan ekip, il genelini tarayarak ilköğretim okuluna hiç kayıt yaptırmamış veya okulu terk etmiş 303 çocuk üzerinde araştırma yaptı. Hemen hepsi kırsal kesimde olan ve büyük çoğunluğunu kız çocuklarının oluşturduğu çocukların okula gitmeyişlerinin sebebi 3 ana konuda toplandı. Buna göre, 53 ailenin kız çocuklarını okula göndermeye sıcak bakmadığı, 26 ailenin ise Yatılı Bölge İlköğretim Okulu (YİBO) ve Pansiyonlu İlköğretim Okulu (PİO) gibi yerlere güvenmediği için çocuklarını okula göndermediği, 42 ailenin de göç sebebiyle çocuklarını hiç okula kaydettirmediği ortaya çıktı.

Araştırmayı yapan ekip, tarama yaptığı çocukları ise tarla, bağ ve bahçede çalışırken buldu. Araştırma sonucu okula hiç kaydettirilmeyen 46 kız çocuğunun hepsinin tarımda çalıştırıldığı belirlendi. 30 çocuk ise adreslerinde bulunamadı. 29 çocuğun ise değişik sebeplerle yurtdışına gönderildiği tespit edildi. 23 çocuğun fiziksel engelli olduğu belirlenirken, 21 kız çocuğunun ise anti-sosyal kişilik taşıdığı ve kaynaştırma eğitimine tabi tutulması gerektiği ortaya çıktı. 

Ülkemizin doğu bölgelerinde 250 bin kız çocuğu okumuyor

BATMAN - UNICEF Türkiye Temsilcisi Edmond Mcloughney, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki 10 ilde okula gitmeyen kız çocuğu sayısının 250 bin olduğunu söyledi.
Mcloughney, şöyle konuştu: 'Batman, Diyarbakır, Muş, Siirt, Ağrı, Bitlis, Şırnak, Hakkari, Şanlıurfa ve Van'da okula gitmeyen kız çocuklarının sayısı bir hayli fazla. Bu 10 ilde okula gitmeyen 250 bin kız çocuğu var. Hedefimiz bu yıl 250 bin kız çocuğundan en az yarısını okullu yapabilmektir.

Özellikle bu illerde kırsal nüfus kentsel nüfusla aynı oranda, hatta bazı illerde kırsal nüfus daha fazla. Yani okula gönderilmeyen kız çocuklarının büyük bir kısmını kırsal kesim oluşturmaktadır.














EK 2

Sınıfların kalabalık olması





















EK 3

Tablo : İllere göre şehir ve köy nüfusu
İL
2000 SAYIMI

TOPLAM
ŞEHİR
KÖY
Şanlıurfa
1.443.422
842.129
601.293
Diyarbakır
1.062.708
517.692
545.016
Van
877.524
446.976
430.548
Sivas
755.091
421.804
333.287
Mardin
705.098
391.249
313.849
Ağrı
528.744
252.309
276.435
Bitlis
388.678
219.511
169.167
Şırnak
353.197
211.328
141.869
Kars
325.016
142.145
182.871
Erzincan
316.841
172.206
144.635
Bingöl
253.739
123.470
130.269
Hakkari
236.581
139.455
97.126
Iğdır
168.634
81.582
87.052
Ardahan
133.756
39.725
94.031
Adıyaman
623.811
338.939
284.872
Elazığ
569.616
364.274
205.342
Muş
453.654
159.503
294.151
TOPLAM
9.196.110
4.864.297
4.331.813











KAYNAKÇA

Bozkırlı, Dilek. Köyde Öğretmen Olmak. http://web.inonu.edu.tr/~ikram/koy_ogretmeni_2003.htm . (13.12.2010)

Fatma Varış (1988). Eğitimde Program Geliştirme Teori ve Teknikler, Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yayınları, Ankara.

Fetullah, Akın, Osman, Şimşek, Tevfik, Erdem (2007). Türkiye de Eğitim Sorunu. 1. Baskı. Beta Yayınevi, Ankara.

GRİFFİTHS, V.L, (1975).  Köy Eğitim Sorunları. 2. Baskı. Milli Eğitim Basımevi, İstanbul.

http://www.dilforum.com/forum/archive/index.php/t-20141.html  (2007). 667 Bin Kız Çocuğu Okula Gitmiyor. (13.12.2010)


http://www.meb.gov.tr/Stats/ist9899/ist_4.htm  (1999). Eğitim Kademeleri ve Yerleşim Yerine Göre Okul Öğrenci ve Öğretmen. (13.12.2010)


http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?tb_id=14&ust_id=5&tk_id=4169 (2007). Son 12 ay içinde örgün ve yaygın eğitime katılım. (13.12.2010)

Münire, Erden (1993). Eğitimde Program Değerlendirme, Personel Eğitim Merkezi Yayınları, Ankara,

Tonguç, İ.H. (1998). Eğitim Yoluyla Canlandırılacak Köy. 3. Baskı. Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı Yayınları, Ankara.

Yeni Şafak, (2002). Kızlar Okula Gönderilmiyor. (07.07.2002).







HAZIRLAYANLAR

OKAN YAKUT
UMUT AYAN
DUYGU BOYDAĞ


Adana

Çukurova Üniversitesi
İktisadi ve İdari bilimler Fakültesi
Aralık 2010